10 Şubat 2011 Perşembe

negzel hayaller:)

Canım sıkkınken yazmak istemiyorum bir süredir. Eski yazılarımı okuyunca ve kendimi okuyan kişilerin yerine koyunca, negatif, depresif, problemli bir şahsiyetin elinden, zihninden çıkmış olarak görüyorum paylaştığım şeyleri. Oysa ki değilim. Cidden değilim. Mutlu olduğumda etrafımdakilerle çok rahat paylaşabildiğimden ve mutsuz olduğum zaman daha çok içime kapanan bir insan olduğum için, yazılarım da daha çok içime attıklarımın dışa vurumu oluyor; içime döndüğümde, kafama takılan şeyler yüzünden dünyayla bağlantımı kestiğimde kendimi daha çok yazarken buluyorum ve sonra okuyunca da zaman zaman kendi kendime fenalık getiriyorum ...

Nitekim, bu gece sıkıcı şeyler yazmak istemiyor canım..Biraz hayal kurmak istiyorum. Mesela sevdiceğim gelmiş, o gelince keyfim de yerine gelmiş. Süper bir hava var. Sabah 9, akşam 7 çalışmışız ama öğle yemeğini yerken akşam ne yapsak diye düşünüyoruz. Perşembe olmuş, hafta sonu telaşı başlamış yine, en büyük sorunumuz nereye gideceğimize karar verememekmiş (negzel). Cuma akşamından çıkmışız yola, canımız nereye isterse oraya doğru, sevdiceğim de öğrenmiş nihayet araba kullanmayı, sevdiğimiz şarkıları dinleyerek heyecanla gidiyoruz kafa dinlemeye. Gece olunca ne kadar içersek içelim sarhoş olmuyoruz(m), daha önemlisi hiç midem bulanmıyor, keyfimiz yerinde, sevdiceğimin eli elimde, sarılmadan uyumuyoruz. Eve dönünce de güzel herşey. Ailede herkes süper sağlıklı hep istediğim gibi. Annem belki evde değil ama ablamın yanında sıhhatte ve güvende olduğunu bilmek huzur verici. Yaz sonuna doğru kış planları başlıyor, hatta kıştan önce Almanya, Hollanda planları. 9 günlük bayram tatili 19 gün olmuş negzel:) Hep paramız da varmış hiç bitmeyen. Bizimle beraber olmak isterlerse buyursunlar gelsinler dediğimiz arkadaşlarımız varmış. Arada F'nin ve B'nin bebeklerini sevmeye de gidiyoruz tabii, sağlıcakla tosun gibi doğmuşlar Mayıs'ta. Meğer onlar da sevdiceğimin gelmesini bekliyormuş çıkmak için:) Herşey güzelmiş, herkes mutluymuş, uzanmışız kumsala güneş, güneş lekesi bırakmadan yüzümüze, üstümüze damlıyormuş...Sevdiceğim bir daha hayatımdan gitmemek üzere buradaymış, içimdeymiş...Hayat negzelmiş, bizim gibi...

Hayal kurmak güzel, internetteki tatil sitelerine bakıp 14-15 sonraki hafta sonları için planlar yapmak eğlenceli...Öte yandan benim sıradan hayatım, benim hiçbir katkım ve müdahalem olmadan devam etmekte. İş yerinde "görmedim, duymadım, bilmiyorum" moduma bir de "ilgilenmiyorum"u ekledim. Annemin gece yatağına girdiğinde içini saran ölüm korkusu, pazartesi günü gittiğimiz kardiyaloğun "uykuda kalp krizi geçirilmez" telkininden sonra azalmış görünüyor. Ablamlar ailecek iyileşti ki sesleri sedaları çıkmıyor. Sevdiceğin gelmesine 97 gün kaldı (en azından 2 haneli rakamlara indik). Keşke günün değişik saatlerinde, boğaza karşı, çayını yudumlayıp telefonundan en sevdiği şarkıları dinlerken arkasından usulca sokulup sarıp sarmalayabilsem ve baktığı manzaraya beraber anlam katabilsek. Martta gidicem yanına inşallah, 1 gün hatta şans bize gülerse 2 gün sağ kolunun altına koyucam kendimi negzel. Gideceğim gerçeği ve o anları düşünmek, Şubat ayının çabuk geçmesinde en büyük destekçim oluyorlar / olacaklar. Hatta ayın 10'u olmuş bile...

Vaziyet böyle, iniş ve çıkışlarımla ben de böyleyim. Son zamanlarda yakın çevremdeki insanların psikolojilerini düzeltmeye çalışmak bir miktar yordu beni. Şimdi ben de cumartesi günü kendi dengemi düzelttirmeye gidicem. Herşey güzel olsun, hepimiz umutlu olalım...

İyi geceler...

8 yorum:

  1. keşke 9 günlük bayram tatili 19 gün olsa negzel:)

    YanıtlaSil
  2. ilk paragrafta direk beni anlatmissin (: hayat gercektende bizim mudahalemz olmadan ilerliyo.. ve etrafindaklerin psikolojilerini duzeltmeye calismak gercekten cok yorucu dikkat et seninde psikolojin bozulmasin sonunda ;)

    YanıtlaSil
  3. hiç birimizin psikolojisi bozulmaz inşallah...katlanılır şey değil.

    YanıtlaSil
  4. Son yazdıklarınıza..inşallah.:)

    YanıtlaSil