29 Mart 2011 Salı

Sihirli kürem olsa mesela:)

Keşke tam şu an geleceği görebilsem. Seneye bu zamanlar nerede, nasıl, kiminle ve ne yapıyor olacağımı bilebilsem. Kötü şeyleri görmesem, sadece iyileri görebilsem. Önümde bir sihirli küre olsa masallardaki, filmlerdeki gibi, istediğim soruyu sorabilsem. İyi bir şey mi geleceği öğrenebilmek? Sadece güzellikler varsa, hayatımda olmasını istediğim insanlar hala yanımdaysa güzel bence.  Bu akşam arkadaşlarımla yemekte otururken öyle aklıma geldi bunlar. Hayallerimin, planlarımın sadece bu yazla sınırlı olduğunu farkettim. Sonrası? Sonrası koskocaman bir soru işareti. Tabii ki düşünüyorum, hayal kuruyorum, bundan 5 yıl sonra 15 yıl sonra nasıl bir hayat sürüyor olacağım diye. Ama elbette ki sadece ummakla kalıyor her şey. Mesela bundan 10 yıl sonra hala aynı yerde çalışıyor olabilecek miyim?, hala annemle bu evde mi yaşıyor olacağız?, sevgilim kişisi hayatımda olacak mı yoksa çoktan çekip gitmiş mi olacak hayatımdan?, eğer hala yaşıyor olursam sağlığım sıhhatim yerinde olacak mı?, bir gün çocuğum olmasını isteyecek miyim?, arkadaşlarım yanımda olacaklar mı?, yeğenlerim evlenmiş olacak mı?, vs vs... Gönül ister ki bundan 10 yıl sonrasında da mutlu mesut yaşıyor olabileyim. Ailem, sevgilim, arkadaşlarım hayatımdaki yerlerinde sabit kalsın, işlerim bozulmamış olsun, hayatımda her şey yolunda gidiyor olsun, Allah, terk edilme, yalnız kalma duygularını yaşatmasın bana....Hayaller hep güzel oluyor işte değil mi? İnsanı umutlu umutlu baktırabiliyor hayata....Oysa ki yarın sabah ne olacağımız belli değil. Ama belli değil diye de ipleri koparmamak gerek sanki. En azından ben böyle hissediyorum. Hayallerimin yıkılmasını, kimseyi kaybetmeyi, sevdiklerimin hayatımdan çekip gitmesini istemiyorum. İstemek de suç değil ya:)

Sabah EMDR var. Tam pilim bitecekken seansa gitmek enerjimi yeniden toparlamamı sağladığı için iple çekiyorum terapiyi. Belki gidince gözlerim açıldığı için, belki Sibel Hanım bana yeterince gaz verdiği için, ya da ben kendimi gaza getirdiğim için iyi hissediyorum kendimi terapi sonrası. Herkese de anlatıyorum ki yıkılmasınlar, düşmesinler, tökezlemesinler diye saçma sapan paranoyalar yüzünden.

Sevdicekle 49 saydık bugün. Zaman hiç de geçmiyor derken bir yandan da 93 saydığımız günleri dünmüş gibi hatırlıyorum. Şu var ki yaşarken geçmediğini sandığımız her an, dönüp bakınca su gibi akmış gibi geliyor. Bu işi anlamak benim kapasitemin dahilinde değil yani canlar...Sonuç olarak, yaklaşık 1 buçuk ay sonra bunca zamandır beklediğim huzura yani sevgilim kişisine kavuşucam ve onun gelişiyle 16 günlük iznimi almamla birlikte hayalini kurduğumuz tatil planları başlamış olacak. Biraz daha dayan diyorum kendime o güne kadar. Göz pınarlarıma, kalbime, her yerime işlemiş koskoca özlemi bastırıyorum, yutuyorum 17 Mayıs'a kadar. Ondan sonrası için de hakkımda ve hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun, yeter ki gönlümüz bir olsun kendisiyle...

5 yorum:

  1. ben de geleceği görmek isterim ama kötü günleriyle beraber, ona göre yaşarım kötü günlere karşı önlem alırım :)

    YanıtlaSil
  2. ben paranoyak olduğum için kötü bir şey görürsen zehir ederim hayatı kendime:) yoook istemem:)

    YanıtlaSil
  3. Bence çok uzun bi gelecek görülmemeli :) Kısa kısa gör ne biliyim mesela 1 saat sonrayı gör, 1 gün sonrayı gör :) O kadar uzun bi zamanı görmek senin hayatını da etkiler. Ona göre yaşarsın ona göre düzenlersin hayatını.. Belki de geleceği görüp hayatına vereceğin yön seni daha da kötü bi yere sürükleyecek.. En iyisi yaşayıp görmek :)

    YanıtlaSil
  4. Söylediğin çok mantıklı, kabul ediyorum. Ama insan merak etmeden duramıyor işte:)

    YanıtlaSil
  5. cok gecmiş olsun..ilaç olurmu bilmem ama mimlendiin:D

    YanıtlaSil