4 Ekim 2010 Pazartesi

Hatırladıklarım...

Hep söylerim benim hafızam pek kuvvetli değildir ya da bana öyle geliyor bilemiyorum.Çoğu zaman aklı beş karış havada bir insan olarak görüyorum kendimi. Çocukluğumu düşünüyorum, çocukluktan çıkıp ergenliğe, genç kızlığa, büyümeye doğru gittiğim yılları.Sanki onca yılı, anıyı yaşayan ben değilmişim de başkasının başından geçmiş, bana anlatmış da, ben sadece aklımda kalanları hayal meyal hatırlıyormuş gibiyim. 
Benim çocukluğum çok çetrefilli geçmiş aslında düşününce. Öyle çok mutsuz ya da süper mutlu bir çocuk değildim.Bizim evde hareket ve kalabalık eksik olmazdı. Annem, babam çalışıyordu. Ben 2 yaşında yuvaya gitmeye başladım ve 7 yaşına kadar da devam ettim. Belli bir yaşa kadar yalnız, tırsak bir çocuktum aslında. En çok büyük ablamla vakit geçirmeyi severdim, hatırlıyorum. Bana cicili bicili kıyafetler giydirir, gezmeye götürür, her istediğimi alırdı, hiç üşenmezdi. Sonra ben 4 yaşımdayken ablam evlendi ve başka bir şehre taşındı. Arkasından ne kadar çok ağladığımı bir ben bilirim bir de Allah. Amma ve lakin, ablam 2 buçuk yıl sonra biri elinde, biri karnında 2 çocukla boşandı geldi baba evine. Sonra da zaten cümbür cemaat yaşamaya başladık. Ne eğlence ne de kavga gürültü eksik olurdu bizim evden. Ee kolay mı tabii, daha 25 yaşındaki deli dolu ablam, yanlış verdiği kararların acısını çekiyor ve bünyesine hiç bitmeyecek bir bıkkınlık, hayata küskünlük, asabiyet gelmiş çökmüş. O da haliyle etrafında kim varsa -ben ve yeğenlerim- onlardan alırdı hırsını, hıncını. Küçük yeğenimin doğumunu hatırlıyorum. (bu arada küçük yeğenim şu an 25 yaşında=) Yazlıktaydık, ablamın gecenin bir vakti sancısı tutmuştu, hemen hastaneye yetiştirdiler ve ailenin ilk ve tek erkek çocuğu dünyaya geldi(eugene). Yeğenlerim ve ben beraber büyüdük. Ablam gezmeye gittiği zaman benim de küçük bir çocuk olduğumu unutup onları bana emanet ederdi. Eugene az işemedi yüzümün ortasına, psikolojisi o dönemler çok da düzgün olmayan Emanet az çabalamadı kendini balkondan atmaya. Ablamdan az sopa yemedik üçümüz birden.O kadar bıkmıştım ki çocuk bakmaktan okuldan çıkıp ev yerine babamın iş yerine gitmek için varımı yoğumu verir durumdaydım ben de. Hatta bir gün ablam sıkı sıkı tembihlemişti okuldan sonra doğru eve gitmem için ama ben bizim dükkana kaçmıştım. Ablam da ne de olsa ben eve dönücem diye Eugene'i aşağıya oynamaya bırakıp bir yere gitmişti. Bir telefon geldi ki Eugene düşmüş kafayı yarmış.Eee tabii sorumlusu da onu sokakta bir başına bırakan teyzesi oldu...Evde 3 çocuktuk ve hepimiz babama baba diyorduk. Eugene ve Emanet taa ilkokula başladıklarında fark ettiler babamın babaları değil de büyük babaları olduğunu.Anca o yaşta idrak edebildiler boşanmanın ne demek olduğunu. O yaşta başladılar onları bir kere bile aramayan babalarından nefret etmeye...Onlar da okula başladığında artık hepimiz büyümüş sayıldık. Sonra ablam tekrar evlendi ve başka bir yere taşındılar. Bense orta okulda, lisede, 2 tane ablası olan bir tek çocuktum. Çocukken yapamadığım çocukluğu, şımarıklığı o yıllarda yaptım hep, ama yine de babam hep benim ailedeki en şanssız çocuk olduğumu söylerdi. Çünkü o kadar çok gezerler, o kadar bolluk içinde yaşarlarmış ki ben büyüdüğümde onların şatafatlı hayatları çoktan yerini orta halli aile standartlarına bırakmıştı. Mesela hatırlıyorum 80li yıllarda daha kimsenin evinde televizyon yokken bizim evde 2 tane birden vardı. Komşular toplanırdı bizde, koloni halinde izlerdik. Hemen arkasından video geldi. Sürekli koltuk takımlarını değiştirirdik.Eve devamlı yeni bir şeyler alınırdı. Kocaman bir evimiz vardı.Hafta sonları muhakkak bir yerlere giderdik gezmeye. Haftada 2 kere de ailecek yemeğe çıkardık.Sonra ne oldu bilmiyorum, o zamanki çocuk aklımla anlam da verememişimdir muhtemelen, yeni şeyler alınmaz oldu, başka bir eve taşındık, hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Çok büyük para sıkıntılarımız da olmadı, ama ailecek de hiç bir şeyin sahibi olamadık.Hatırladıklarım arasında başka neler var? Mesela hatırlıyorum, yanılmıyorsam eğer Perşembe geceleri saat 10'da Köle Isaura vardı, yemez içmez o günü beklerdim 1 hafta boyunca, sonra ben orta okuldayken Hayat Ağacı başlamıştı, okuldan gelir gelmez onu izlerdim. Çok televizyon manyağı bir çocuk değildim, bizim evde video film furyası vardı. Gündüzleri ablam bütün komşuları toplar, en acıklısından bir Küçük Emrah ya da Küçük Ceylan filmi koyar, komşular ağladıkça o da güle güle onlarla eğlenirdi. Akşamları da ya korku ya macera filmi izlenirdi ailecek. Pazar sabahları TRT1'de yayınlanan kovboy filmi kaçırılmaz, arkasından da Pazar Konseri eşliğinde evin günlük işleri yapılır, sonra da gezmeye gidilirdi. 
Okul yıllarımda çok çalışkan bir öğrenci olmadığımı hatırlıyorum.İlk okul 3teyken din dersim karneme orta geldiği için karnemi yaktığımı hatırlıyorum. Orta okulda ders çalışmayı ezberlemek zannederdim.Orta 2de düz yolda yürürken düşmüş, kolumu kırmıştım. Hatta kolum alçıda girdiğim bir matematik sınavında öğretmenin bana acıyarak notumu yükselttiğini ama aynı öğretmenin 3 hafta sonra alçım çıkarıldığında beni tahtaya sözlüye kaldırıp 0 verdiğini de hatırlıyorum:)Yine orta okul yıllarımda iğrenç kıyafetlerin moda olduğunu hatırlıyorum; kocaman kazakları, oduncu gömlekleri, yüksek belli kot pantolonların içine nasıl sığdırabilirdik de ayrıca o tiple nasıl sokağa çıkabilirdik şimdi anlam vermekte zorlanıyorum.Orta okul 3te tüm arkadaşlarım regl olmuş ve ben olmamışken her gece regl olmak için dua ettiğimi sonunda orta 3ün sonlarına doğru olduğumu ama sonra 1 yıl hiç olmadığımı hatırlıyorum. İlk regl olduğumda tuvalette ağlama krizine girdiğimi, annemin gidip bana marketten orkid aldığını ve hemen babamı aradığını, babamın da akşam eve çikolata, yaş pasta ve 2 kilo muzla geldiğini hatırlıyorum.O yıllardaki arkadaş grubumu, her hafta sonu birimizin evinde toplandığımızı, grupta herkesin gizlice birbirinden hoşlandığını, sırf bu yüzden yanaktan öpmek için şişe çevirmece oynadığımızı, gittiğimiz atariciyi ve street fighterı hiç unutmuyorum.Bir de yine orta okulda sınıflar arası münazara yapıldığını, her sınıftan en başarılı 3kişinin katıldığını, bizim sınıfın 3.sü hasta olduğu için onun yerine beni aldıklarını, ve o münazaranın aynı Hababam Sınıfındaki münazaralara benzediğini ve bizim sonuncu olduğumuzu hatırlıyorum.Bunların dışında üniversiteye kadar tüm okul hayatım boyunca sırf ters takla atamadığım için beden derslerinden kaçmak için tek ayağının üstünde bin yalan söylerken bir yandan da folklör, koro, bando gibi aktivitelerde hep önde giden, aranılan bir öğrenci olduğumu hatırlıyorum.
Aslında yazınca, düşününce bir sürü şey hatırladığımı fark ettim.İyi geldi bana. Demek ki o kadar da balık hafızalı bir insan değilmişim.
Ve sonuç:
*Ablam ikinci kocasından da yeğenlerime kötü davrandığı için ayrıldı ve bir daha da evlenmedi ve baba evine de geri dönmedi.Yeğenlerimin babası olacak şerefsiz, çocuklarını ilk kez yıllar sonra aradı, Eugene babasına asla "baba" demedi.Adam şu sıralar sırf yıllardır devam eden nafaka davasından vazgeçsinler diye ablamın ve çocukların götünden ayrılmıyor.
*Eugene'in kafasında bir dikiş izi var.
*Emanet kendini balkondan atmadı ama ergenlik döneminde de devam eden bozuk psikolojisi sebebiyle bir kaç kez evden kaçtı, bir kaç kez de öldürmeyecek hap içti.
*O matematik öğretmenimi hala yolda görürüm bazen ve hala da ödüm patlar kendisinden.
*Artık haftada 2 değil bir kaç gün yemeğe gidiyoruz, sadece annem ve ben varız.
*Regl düzensizliğim doğum kontrol hapı kullanmaya başlayana kadar devam etti.
*Hala ters takla atamam, hatta artık düz takla bile atamıyorum.
*Dolabımda bir tane bile yüksek bel pantolon yok.
*Daha çocukken çocuk bakma olayına fazlasıyla girdiğim için sanırım, çocukları sevmiyorum.

Eskilerden şimdilik bu kadar...
İyi geceler:)

2 yorum:

  1. sevgili kişiselbirşeydeğil;

    nereden geldim bilmiyorum blonuza
    okumaya başladım hoşuma gitti
    dedim dur en başa bakıyım
    baktım buraya geldim.
    okudum okudum okudum
    kendimi yaşadım çoğunda
    kendimi buldum
    ne çok benzer şeyler yaşamışız
    biliyormusunuz
    annelerimize çok iyi bakalım dimi

    ben artık hep buradayım

    sevgiyle...

    YanıtlaSil
  2. Hoşgeldin:)Sevindim yazılarımı beğenmene:) Ben de geliyorum hemen ziyarete:)

    YanıtlaSil