28 Ekim 2010 Perşembe

pembe panjurlu hayaller...

Sıradan ama yine de mutlu başlayan bir günün bombok bir hale dönüşmesini, küçücük bir şey yüzünden gününün ve modunun içine bir anda edilmesini herkes bilir. Bugün de böyle günlerden biriydi benim için. Uyandım, kahvaltımı ettim, duşumu aldım, evde temizlik olduğu için kendimi arabanın kasko işlerini halletmek, öğrenim kredimin son taksidini ödemek ve sonra da işe gitmek üzere dışarı attım.Banka işlerimi bitirdikten sonra baktım işe daha vakit var dedim eve gideyim de şu kyk sitesine bi bakıyım nedir benim son durum diye. Aman yarabbim bi de ne göreyim, bizim anlaşma sözleşme her neyse iptal olmuş, çünkü eylül taksidini ödememiş görünüyorum. Ay kafayı yedim, işin kötüsü uzun uğraşlarım sonucu 11 tane dekontu buldum ve eylül dekontunu da bulamadım.Ve tabii doğal olarak kendimden şüphe etmeye başladım acaba yatırmadım mı diye:S Çünkü geçen ay o kadar çok ödeme yaptım ki hatırlayamıyorum bi türlü aralarında o da var mıydı diye ki en önemlisi de oydu, bu yüzden büyük ihtimalle yatırmış olmam lazım. Ay bilemiyorum işte, çelişkiler içindeyim.Sabah erkenden bankaya gidip yalvar yakar dekont arattırıcam.Kafayı sırf bu işle bozduğum için günümün 3 ve 9 arasındaki saatleri bok gibi geçti. Akşam sevdiceğimle F'lere gittik oturmaya. Neyse ki F., H. ve sevdiceğim bana aslansın kaplansın gazını verip kredi gazımı alınca keyfim biraz yerine geldi. Zaten keyfimin yerine gelmesi için yanımda yarimin olması yeterli bir de 2 can arkadaşım olunca daha da iyi oldu, unuttum gitti derdimi.

O değil de ben sevdiceğimi cidden çok seviyorum. Mümkün olsa her günümü her gecemi onun yanında geçirmek istiyorum. Hatta utanmadan, içinde bulunduğum "medeni" duruma bakmadan ve sevdiceğimin haberi olmadan bol pembe panjurlu hayaller kurarken yakalıyorum kendimi, sonra da bi çimdik atıyorum "hoop noluyoruz hemşiğre, kendine gel bi silkelen" diyorum. Diyorum çünkü aklımda cevabını bilmediğim ve cevabını bildiklerimin de cevaplarının çok da işime gelmediği sorular var. Bi kere benim sevdiceğimin, benim ondan önce yaşadığım yılları, planları, gelgitleri, hayalleri, ikilemleri var önünde. Ben ona engel olamam, olmamalıyım, elini kolunu, yaşamak isteyip de henüz yaşayamadıklarını, umutlarını bağlamamalıyım. Şu anki ruh halimle, hissettiklerimle elbette isterim ki hep yanımda olsun, hep yanında olayım ama bir gün derse ki "beybi bi çekil hayatımdan" ona "neden" diye soramam, sormamalıyım, kendimde bu hakkı görmüyorum bile. Biz bu işe "ilişki" diye başlamamıştık. Sadece "eğleniyorduk" sadece "takılıyorduk" sadece "mutluyduk". Ama şimdi benim gözümde "büyük aşk" yaşıyoruz. Tabii biliyorum beni sevdiğini o ayrı bir konu ama bazen kendi kendime gelin güvey oluyorum hissiyatına kapılıyorum bünyemdeki bu hayalperestlikten ötürü.Aslında kızamıyorum da kendime çünkü diyorum ya hep aşık olmak nasıl bir şeydi unutmuştum ve şimdi yaşayıp da hatırladıkça kızmaktan ziyade şaşırıyorum kendime.Yani mesela sevgilimin ve onun eski sevgilisinin aynı bina içinde aynı havayı solumasına bile tahammül edemezken buluyorum kendimi, sonra kendi kendimi ayıplıyorum ama kızamıyorum ergen gibi kıskançlık yaptığım için ki geçirdiğim son 5 yılda kıskançlığın "k"si aklından, kalbinden zerre geçmemiş bir insanım.Tabii bu belki de içinde aşk barındırmayan bi ilişki yaşadığımdandır.

Neyse çok uzattım. Aslında içimde bir sürü cümleler biriktiriyorum şu sıra. Günün en olmadık anında aklıma birşey geliyor, bunu hemen yazmalıyım sevdiceğim okusun diye diyorum ama buraya oturunca nedense herşey aklımdan uçup gidiyor, bambaşka bir şey yazarken ya da 6 kere yazmaya başlayıp hiçbirini beğenmezken buluyorum kendimi. Karmaşık duygular, anlamsız sorular vs vs...

Sonuç olarak napıyoruz şimdi? Boşa hayaller kurmuyoruz, sevdiceği sıkıştırmıyoruz, bunaltmıyoruz, sorgulamıyoruz, herşeyi oluruna, giderine bırakıyoruz, sayılı günlerimizi dolu dolu geçirmeye bakıyoruz, anımızı yaşıyoruz. Çünkü biz şu anda böyle, bu ruh haliyle, bu hissiyatla, beraberken mutluyuz.
O değil de, senin dediğin gibi "You make me feel better." her zaman...
http://fizy.com/#s/1amvul

İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder