31 Ekim 2010 Pazar

"ne diyorduk"

Haftasonunun bitmesi güzel. Nitekim 7şer saat çalışıyorum Cumartesi Pazarları. Çalışılmayan saatler de uyumak, beslenmek, okey-tavla-batak oynamakla geçiyor istisnasız. Bugün de yine sevdiğim arkadaşlarımla ve sevdiceğimle güzel bir gün geçirdim işten sonra. Gün içinde içimi zaman zaman evdeki durumlar yüzünden bir kaygı kaplasa da yine de hoşça vakit geçirdik mangal partisinde. Yine yazdan kalma bir gün, yine yazdan kalma bir enerjiyle.


O değil de "sevdicekle konuşmak güzel, yemek yemek güzel, müzik dinlemek, film izlemek güzel, geyik yapmak güzel" araba kullanırken yanımda oturması ve elimi tutması güzel, bana batak oynamayı öğrettiği ilk gecede onu yenmek, tavlada ona yenilmek güzel, sabah işe giderken poğaçaları ben alırım diye araması ve daha bir çok şey güzel. Yalnız eski sevgilisi tarafından facebook profiline gönderilen öpücük resmini görmek, acaba hala bu kız bunu arıyor mu diye düşünmek ve sevdicek kıskançlıktan hiç haz etmediği için bunu sormamak güzel değil zannedersem. Kıskançlık gibi bir güdüm olduğu için hoşuma gitmedi bu durum. "Birşeyler hissettiğim insanın bir zamanlar tanımadığım etmediğim, tanımak da istemediğim" ama hergün karşılaşmak zorunda olduğum bir hatun tarafından hala düşünülüyor ve kendisinden birşeyler bekleniliyor olduğunu görmek "sevdiğim şeyler sınıfına girmiyor zira"....


"ne diyorduk..."


"hayat böyle işte"


insanın kanına giriveriyor bir anda huzursuzluk ya da durduk yere sokuluyor...ha bu durumdan memnun muyum, hayır değilim...benimkisi hem can, hem et derdinde olup ne emmeye ne gömmeye gelmek...ben de bu model bi insanım işte...ruslardan da nefret ediyorum ayriyetten, hele ki o rus sevdiceğimin eski sevgilisiyse...ırkçılıksa ırkçılık aq...



"ne diyorduk..."

"hayat böyle işte" ben de böyleyim, oynayacak halim yok.

İyi geceler.

ps. tırnak işareti içinde olan bölümler alıntıdır...sahibi de yabancı değil zaten...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder