30 Kasım 2010 Salı

sana gitme demeyeceğim ama o değil de gitme!

Kanadım kırılacak gibi sanki sen gidince, elim ayağım tutmayacak ve düşeceğim yere, kaldıran da olmayacak, yerlerde sürüneceğim sen gelene kadar...işte tam da böyle hissediyorum...göğsünde, boynunda salya sümük olma sebebim de bu...hayatımdan kimse gitmedi mi, gitti elbet..ben kimsenin hayatından gitmedim mi, onu da yaptım evet ama herşey kötü giderken, hiç umut yokken, çekilmez hale gelmişken yaşananlar geride kaldım ya da geride bıraktım hep...bir sebebi, bir anlamı vardı ayrılıkların da, öyle olması gerekiyordu, oldu....Ama şimdi, manasızca seni gitmeye mecbur bırakan ve benim de burada senden mahrum olmama sebep olan ve kim bilir belki günlerce, aylarca sesini bile duyamayacağım, senden haber bile alamayacağım bu zorunlu ayrılık belimi büküyor, hevesimi kırıyor, gözümdeki ışığı söndürüyor...her geçen gün senin de yüzüne yerleşen umutsuzluğu, dudaklarını büzmeni, yaşama sevincinin azalmasını, enerjinin yavaş yavaş düşmesini görmek içimi acıtıyor, elimi kolumu bağlıyor...sana doyamamışken, yaşadığımız şehrin sınırları içinde göğsümüzü gere gere elele tutuşup yürüyememişken, beraberce bir kışı geçirememişken, karda üşümemişken, gitmek istediğimiz yerlere gidememişken daha bir de "aman insanlar anlamasın" baskısıyla seni uçağa bindirirken bile doya doya ağlamaktan acizken, yıllar sonra ilk defa hayal kurmaya başlamışken seninle, ben gerçekten sen olmadan ne yapacağımı bilemez haldeyim...sadece kendini düşünüyorsun diye geçirme içinden sakın..senin orada neler yapacağını da düşünmüyor değilim...ama sen bulunduğu ortama kolayca adapte olabilen, havada karada arkadaş edinebilen, insanlara tahammülü olan, kendini her şekilde mutlu etmeyi bilen bir yapıya sahip olduğun için belki orada bile huzuru bulabileceksin...hatta belki değil bence kesinlikle eğlenceli bir deneyim olacaktır senin için...yeni insanlar tanımış, bol anı biriktirmiş bir insan olarak da geri döneceksin hayırlısıyla...yine kendime döneyim...yerlerde sürüneceğim sen gelene kadar dedim ama sürünmeyeceğimi biliyoruz elbette..bu sadece işin hissiyat kısmı...hayat devam edecek; hergün işe gidilecek, işten dönülecek, arada eş dostla görüşülecek, belli bir süre sonra belki senden gelecek bir telefon beklenecek vs vs....ama sanki bir yanım eksik olacak, aklım sende, kalbim seninle olacak...ilk başlarda herşey daha da zor olacak benim için ki biliyorsun 14ünde yanımda da olamayacaksın...bir başıma kalıcam, aynen senden önce olduğu gibi...sayende hafifleyen yüklerim de tekrar omzuma binecek ve "nerde kalmıştık" diyerek gördüğüm rüyadan çat diye uyanıcam..sanırım işte en çok da bu durumu istemediğim için zor geliyor bu ayrılık...
Başka şeyler de var aklımda dönüşünle ilgili...onlar için de kaygılarım, soru işaretlerim, endişelerim var hayallerin yanı sıra...belki başka bir zaman da onları anlatırım...içimdekiler böyle, tam da tahmin edebileceğin gibi...

bu şarkı da bugün omzunda ağlarken çalıyordu fonda...sana gelsin... http://fizy.com/#s/1fk31a

Gidiyor ellerin , gidiyor sesin ,gidiyor nefesim 
Ama hepsinden önce sen gidiyorsun 

Gidiyor yarınım ,gidiyor evvelim ,yaşamım sebebim gidiyor 
Ama hepsinden önce sen gidiyorsun 

Kalıyor yastığıma sinmiş kokun 
Kalıyor sevişmelerimizin son şahidi 
Sen gidiyorsun 

Gitmek tüm kalanları yanında götürmekmiş 
Ben bilmem ,sen bilirsin elbet 
Sen gidiyorsun 

Dur! dur! gitme bir bakış borcun var bana son gidişinden 
Vur, kır, parcala sen kazan bu aşkı ama 
Bırak benim olsun harcanacak son kursunlar 
Sen yaz , sen oyna kalan tüm perdeleri ama 
Bırak benim olsun bize dair bütün alkışlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder