2 Kasım 2010 Salı

bırak yaa...


İnsan her yeni gün hayattan yeni birşey öğrenirmiş ya güya "Yaa bırak yaa" demek istiyorum bana birşey öğretecek olan hayata (ahanda resimde de prens, rapunzele diyor sanırım bunu)...öğreneceğim herşey öğrendiklerimin tekrarı sanki...gözümü kapatınca hayal kuramamam da bundan olsa gerek...ha gözüm açıkken de kuramıyorum zaten o ayrı...yine klasik haller, hallenmeler...biraz önce pencereden eğilmiş aşağı, yukarı, sağa, sola bakarken buldum kendimi...aklıma bugün yan binanın en üst katından düşen ya da atlayan kız geldi...görmedim ama duydum, bütün mahalle bunu konuşuyor yazık...yaşayanın değeri var mı ki ölenin olsun...sonra iş yerimin eski binası çarptı gözüme..sigara içtiğimiz balkonu, çalıştığımız ofisin yanan ışığını gördüm, sonra o zamanlar en iyi arkadaşım olan şahsiyetsiz şahsiyetin bana ne oyunlar oynadığını, arkamdan ne dolaplar çevirdiğini ve tüm bunları öğrendiğim günleri hatırladım..canım sıkıldı, içeri girdim...


hayat tuhaf diyorum hep, çünkü benim ruhum tuhaf...zor insan, zor kadın ayakları yapmaya gerek yok ama beni anlamak da zor -ki zaten anlamaya çalışan da yok, anlaşılmayı bekleyen de yok ayrıca-...birgün sevdiğim birşeye ("şey"e yalnız, "kişi"ye değil) ertesi gün yabancılaşıyorum ya da nefret ediyorum dediğim birşeyden bir anda haz etmeye başlıyorum..konsantrasyon bozukluğu yaşıyorum, odaklanamıyorum ya da takılıp kalıyorum birşeye saatler, günler boyunca, kafamda doğuruyorum, büyütüyorum, sonra da öldürüyorum herkesten habersiz...sonra da aklımı başıma toplayıp düşünüyorum, bir "yaa bırak yaa" çekiyorum aynaya karşı kendime..."koy g*tüne rahvan gitsin" diyorum bir de üstüne...nev-i şahsına münhasır bir insanım azizim, herkes gibi..kim kime benziyor ki zaten...benzemesin de.

postu saat 6 civarı yazmaya başlayıp yarım bırakmıştım...şimdi okudum da böyle bir isyankar çıkmış sesim,  aman yanlış anlaşılmasın kimseye, hiçbir şeye bir tavrım yok, hatta benim zaten bir tavrım da yok...sitemim de yok istemim de yok, kimseyle bir alıp veremediğim de yok, hatta bugün herkesi seviyorum bile...benim rapunzel olasım var bugün sadece....kuleden kurtarılmayı bekliyorum, pis cadı prensimi kandırıyor, ben çöllere düşüyorum, kör prensim beni buluyor, gözyaşlarım gözlerine akıyor, prensim görmeye başlıyor ve sonra arkamızdan "and they lived happily ever after" diyorlar bugün...aman da aman...


vallahi birşey de içmedim, bu doğal kafam...şöyle güzelce içip kafayı bulmayalı da çok oldu zaten...ama bugün ortamı olsa içilirmiş sanki, hatta çok da eğlenirmişim gibi geliyor....aman ben böyle der der yine içemem, hemen midem bulanır zaten..neyse içememek de güzel hem...
şu an karar verdim, dümdüz bir insanım ben...herkes kadar salak, herkes kadar akıllıyım...ha ama bu postun sonu nereye gidecek onu kestiremiyorum şu an...neyse, şu an mutluyum...kısacası galiba bugün de mutluydum...saçmalama sebebim bugün de bu olsun...(herşeye bir sebebim vardı ya hani)
iyi geceler...
bugün tarafımdan hep bu şarkı dinlendi http://fizy.com/#s/18gfaj

3 yorum:

  1. saçmalamak iyidir hemde çok iyi

    YanıtlaSil
  2. telekines, evet evet iyi geliyor saçmalamak zaten bana:)
    zey0zey, bi de "us" dinle, çok güzel:)

    YanıtlaSil