1 Ocak 2011 Cumartesi

yine gitti...

2011in ilk günü...sevgiliyle geçirilen, özlem giderilen, bol bol konuşulup bol bol da gülünen ve ağlanan yaklaşık 2 günün ardından, kendisinin Mayısa kadar ağırlanacağı birliğine teslim olmasıyla kolu kanadı kırılan ben yine kendimle başbaşayım...Daha dün dünyanın en mutlu insanıydım oysa ki, elim sevdiceğin elindeyken, uçağa gitme saati henüz yaklaşmamışken, yeni yıla beraber girecek olmanın huzuruyla beraber sanki hiç gitmeyecekmiş gibi çocuklar gibi şen, liseli aşıklar gibi heyecanlıydık...dün gecemiz de harika geçti, kimseden birşey saklamadan, oynamadan, elele, gözgöze girdik yeni yıla...ve sabah olunca rüyadan uyandım sanki...yine bavul, yine havaalanı, yine gözyaşı, yine hüzün...hem de bu defa çoook daha uzun bir süreliğine yanımda olmayacak...en kısa zamanda haftasonu izinlerinin başlamasını ve yine onun yanına gidebilmek için gün saymayı bekliyorum..şimdi ki tesellim de bu...kendimi bir şekilde avutmazsam hayat onsuz gerçekten anlamsız...bunu şu geçirdiğimiz 2 gün içinde de bir kere daha anlamış bulunuyorum...o benim canım, o benim herşeyim...inşallah gittiği yerde şartları çok daha iyi olur ve çok hırpalanmaz...
En güzel, en içten dileklerimizle başladık bu yıla...ben, sevdiklerim, hepimiz umutluyuz bu yıldan...2010da burnumuzun sürtülmesinden, dizlerimizin kanamasından ders almış görünüyoruz şimdilik...umarım yaşadığımız tatsızlıkların tekrarlanmadığı, gönlümüzden geçen şeylerin gerçeğe dönüşebildiği bir yıl olur bu yıl...17 Mayısta, sevdiceğe kavuşunca benim için herşeyin çok daha olumlu olacağına da canı gönülden inanmaktayım...o gün çabuk gelsin, sevdiceğim hep yanımda olsun...2011e girdiğimiz gece ne kadar mutluysak bu yıl da en kötü gecemiz, en kötü günümüz öyle olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder