16 Aralık 2010 Perşembe

fırtına...

Yine geldi kara kış...fırtına, yağmur, çamur, soğuk...en kötüsü de fırtınanın evin içinde çınlayan, evi korku tüneline çeviren gürültüsü, uğultusu...sevgilim burada olsaydı belki sevebilirdim fırtınayı bile...aynı sayesinde kar'ı sevdiğim gibi...fırtınalı gecelerde boynuna sarılıp avunma ihtimalim olurdu, kollarında unuturdum korkumu belki de...evet çok korkuyorum fırtınadan, denize çok yakın bir evde oturduğumuz için bir sokak arkada yaprak kıpırdamıyorken en ufak bir rüzgarda bizim ev yerinden sallanıyor resmen...bu da benim için yatağımda yatamamak, sürekli camdan dışarıyı seyretmek ve uykusuz bir gece anlamına geliyor...sanırım bu gece de o gecelerden biri...evet şu anda içimde fırtına korkusu var ama 1 saat önce sevgilimle konuştuğum için de çok mutluyum bir yandan...onu çok özlüyorum ve önümüzdeki 151 gün hemencik bitsin diye her eksilen gün yatağıma girdiğimde "oh be 1 gün daha geçti" diye gülümsüyorum kendi kendime...canım benim...dün rüyamda gördüm onu, o da beni görmüş..kalp kalbe karşıymış negzel:)
sevgilimi beklemek dışında yaptığım bir şey yok şu günlerde...hatta yapmam gereken işleri, gitmem gereken doktorları da salakça bahanelerle erteliyorum...herşeyi yeni yıla bırakıyorum...yeni yıl güzel olacak evet..en çok da 17 mayıstan sonrası..bol bol hayallerim var ve umutluyum...
Allahım nolur fırtına bir an önce dursun, sevgilim beni hergün 2 kere arayabilmeye devam etsin, ve kışlar çabucak geçsin. Amin.
İyi akşamlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder